Sepetiniz
Icon

Koleksiyonlar

Bedendeki yaşam gücü ve hayat enerjisi merkezi olduğuna inanılan çakraların sembolleri, mantra denilen ve mistik etkisiyle kutsal sayılan sözcüklerin en bilineni Om ve 'an'da kalma sanatı meditasyondan ilham alan kolye ve bileklikler Kamalaya Design'ın 2011 yılında hazırladığı ilk koleksiyonun hikayesini oluşturdu. Bu zamansız ve sade tasarımlar hâlâ en sevilenlenden...

Kutsal kitaplardaki sözlerin yaydığı titreşimlerin iyileştirici gücüne inanılır. Onları belirli bir sayıda tekrar etmek, üzerinizde taşımak bu titreşimleri etrafınıza yaydığınız anlamına gelir.

Felâk ve Nas sureleri de yaratıcıya sığınmak, yardım istemek, umut beklemek için edilen en özel dualardandır.

Kamalaya'da bu iki sureyi özellikle seçmemizin, onları kolye ve bilekliklere yazmamızın en önemli nedeni güçlü enerjisine tüm kalbimizle inanmamız...

 

İbni Sina'nın birçok hastalığa ilaç olarak nitelediği, Doğu inanışında ruha iyi geldiğine inanılan doğanın mucizesi kehribar, çam ağacı reçinesinin toprağa karışarak fosilleşip taşlaşması ile yüzyıllar içinde oluşur. 

Üzerinde taşıyana bereket getirdiğine inanılan kehribar, negatif enerji kalkanıdır. Depresyon, öfke nöbetleri ve duygusal travmaların iyileşmesinde tedavi edici etkisi olduğuna inanılır. Ayrıca doğal ağrı kesici olarak da bilinir.

Bu muhteşem taşı, rudraksha tohumları, turkuaz, kuvars, mercan, akuamarin, inci gibi kullanmayı çok sevdiğimiz doğal taşlarla buluşturduk.

Kolye ve bileklikler aracılığıyla şifayı üzerinde taşımak isteyenler için...

 

Tasavvuf inancına göre her şey 'kün' yani 'ol' emriyle başlar. Yaradan, yaratmak istediği her şeye bu emri verir ve yaratılan çıkar varlık sahasına... Kün, aynı zamanda Seyr-u Sülûk denilen tasavvuf yoluna baş koyan yolcunun egosundan sıyrılmasını, olgunlaşma sürecini ve Yaradan'la 'bir' olma yolculuğunu anlatır...

Kamalaya'nın Kün Koleksiyonu, Bu Da Geçer Ya Hu, Hiç, Can, Vav gibi tasavvuf inancının temel taşları olan sembollerden yola çıkıyor. Bu sözler ve semboller boyunda, bilekte ve parmakta tıpkı ifade ettiği kavramlar kadar anlamlı ama bir o kadar da sade tasarımlarda hayat buluyor.

Tüm Doğu inanışlarında kutsaldır, özeldir Lotus çiçeği. Narindir, zariftir... Suyun karanlığında köklenir, ışıkla olgunlaşır, başını sudan çıkarır ve buluşur havayla. Bereketin, cinselliğin, doğumun, saf tutkunun, yeniden doğuşun sembolüdür. Üzerindeki çiğ damlacıkları arzularla kirlenmemiş bir hayatı anlatır. Efsaneye göre Buda'nın 'son mutluluk cenneti' lotus çiçekleriyle doludur...

 

Mala bizim kültürümüzde 'tesbih' olarak biliniyor ama yüzyıllardır farklı inanışlarda ve coğrafyalarda dua ederken ya da meditasyon sırasında kullanılıyor. 108 adet taş ve bir adet birleştiriciden oluşuyor. Neden mi 108? Çünkü bazı inanışlarda günboyu sadece 108 nefesle aydınlanmaya erişileceğine, bazılarında ise kalp bölgesinde 108 enerji çizgisi olduğuna inanılıyor.

Kamalaya'da malaları, içinin sevgi enerjisiyle dolu olduğuna inanılan Rudraksha tohumları, mis gibi kokusuyla sakinleştiren Sandal ağacı, gücün taşı Lav gibi her biri doğanın farklı mucizelerini taşıyan 108 adet taş ve 1 adet 'bilge birleştirici' kullanarak hazırlıyoruz. Her biri el işçiliğinde ve size özel. Üzerinizde taşıdıkça enerjinizle bütünleşiyor.

İnanışın yanında stiline önem verenler için...

Kadim Gana Akanlarının bildiği bir şey vardı: “Se wo were fi na wosan kofa a yenkyiri”. Geri dön, bak, hatırla, yarım bıraktığını tamamla; sana ait olanı tekrar sahiplen, diyor bu efsane. Biz de Sankofa Koleksiyonu’nu yaratırken tam da bundan ilham aldık. Geçmişe dönmeyi unutmamak, hatırlamak, kendi tarihini yazmaktan asla usanmayanlar için… Üstelik Sankofa’nın bu kalp figürlü sembolünde kıvrılarak biten dairesel hatlar, her başlangıcın bir sonu olduğunu anlatıyor insana. Nasıl bir yaprak ağaçtan koptuğunda dönüp dolaşıp yine o ağacın dibinde bitiyorsa, geçmişimiz de geleceğimize yön veriyor. Aslında Sankofa sembolleri, bize hafızanın önemini vurguluyor.

Sankofa Koleksiyonu, modern yaşamın rutin stil algısını baştan yaratmayı merkezine alırken, unutmamayı seçenler için özenle tasarlandı.

Tibet Budizm'inde başlangıcı ve sonu olmayan sonsuz aşkı, merhamet ile bilgelik arasındaki birliği sembolize eden, aynı zamanda Samsara denilen doğum, ölüm ve yeniden doğumla yaşam döngüsünü de anlatan Sonsuzluk Düğümü sembolünü yorumladığımız koleksiyonda, tüm tasarımlar el işçiliğinde hazırlandı...

Yaradılışın sırrını geometrik şeklinde saklayan Yaşam Çiçeği sembolü, evrendeki her şeyin içindeki uyumun formülü olan kutsal oranın en özel ifadesidir. Evrenin ve yaşamın tüm kodunun, başlangıcının ve dengesinin içinde gizli olduğu sembol, bu eşsiz örgüsü ile yaradılış döngüsünü de tasvir eder. Evrenin en kutsal ve en önemli kalıplarını elinde tuttuğu söylenen Yaşam Çiçeği, içinde bir gizli sembol daha barındırır.

Yaşam Çiçeği sembolünü üzerinde taşıyan kişinin negatif enerjiden korunduğuna, sezgisinin güçlendiğine ve enerjisi yüksek bir ruh haline kavuştuğuna inanılır.

Rastlantıları düzenlediğine, insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç... Hazırlıkla fırsatın karşılaştığı köşebaşı, yani şans... Sembolü farklı inanışlarda ne olursa olsun o figürü yakınınızda bulundurmanın başka bir büyüsü var.

Şans Küpleri koleksiyonunu hazırlarken tarih boyunca dünyanın bütün kültürlerinde iyi şansın sembolü olan ve bereket getirdiğine inanılan fil, at nalı, dört yapraklı yonca ve Çin kültüründe hayatınıza talih, mutluluk, sağlık, zenginlik ve başarı getirdiğine inanılan mistik düğümden ilham aldık.

Kamalaya'nın zarif çizgileriyle sembolleri bir küpün etrafına yerleştirip, doğal taşlar, deri ve şifalı tohumlarla buluşturduk. Üzerinizde taşıdıkça şans sizinle olsun!